FIKIH SAYFASINA HOSGELDINIZ

AVRUPA BIRLIGI TURKIYEYI ALIR MI
Ana Sayfa
Download
Islam Hukuku Ana Sayfasi
Islam Tarihinden Sayfalar
Akademik Tartismalar
Islam Ilmihali
Fikhi Yazilar
Iletisim

Son bir haftadir sitemizin forum bolumunde Avrupa Birligi Turkiye alacak mi? konulu bir tartisma devam ediyor. Yapilan yorumlar oldukca ilginc, ama sanirim katilimcilarin buyuk cogunlugu Avrupa Birligi sevdasina kendilerini kaptirmislar ve Turkiyeyi alacaklarini umuyorlar. Bu arada yorum yazanlardan biri de benim neler sacmaladigimi site yetkililerini soruyor. Cani sag olsun, galiba gecen haftaki yazimi kastediyor, ama anladigini sanmiyorum.

Ben gecen haftaki yazimda Islam Hukukunun Avrupa Hukuku ile uyusum sorunu olmadigini ifade etmeye calismistim, fakat bununla kastim Islam Hukuku Avrupa Hukuku ile uyusur hadi o zaman Avrupa Hukukunu benimseyelim! gibi bir fikri savunmak degildi. Sadece orada vermek istedigim mesaj Islāmin ana kaynaklari olan Kuran-i Kerim ve Sahih Sunnete aykiri olmamak kaydiyla -ki bu iki kaynagin altinda toplumun genel maslahati da yer alir-insanlarin faydasina olan seyler Islām ve Islām Hukuku tarafindan engellenmez oldugunu bildirmekti.

Avrupa Birliginin Turkiyeyi icine almasi meselesine gelince; durust olmak gerekirse onlarin Turkiyeyi bu sinirlari ve bu vatandaslariyla alacagini sanmiyorum. Onlar, simdi birileri Sevr Paranoyasi diyecek, Sevr haritasina uygun dustugumuz zaman bizi alacaklardir. Bunu bir Nasrettin Hoca fikrasiyla aciklamak isterim.

Bir gun Hocaya bir leylek getirirler, hoca bu nedir? diye sorar, bu bir Leylektir, yani bir cesit kus derler. Hoca biraz baktiktan sonra leylegin gagasini, kuyrugunu vs. bir kusa yakismayan ozellikleri neyse onlari kestikten sonra Simdi kusa dondu der. Iste Avrupa Birligi bizi kusa dondurmeden almayacaktir.

Oncelikle bizim damarlarimizda akan Turk kani onlari rahatsiz eder, sonra Islām dinine olan imanimiz ve bagliligimiz, bir Hiristiyan klubu olan Avrupa Birligine batar. Ama ne zaman bizi dinimizden ayirirlar, damarimizdaki kani bozarlar iste o zaman Avrupa Birligine gireriz. Degisik bir ifadeyle biz Turkler hicbir zaman Avrupa Birligine giremeyecegiz demektir bu. Cunku hic kimse ve hicbir seyi bizi ne Turklugumuzden nede dinimizden ayiramayacaktir.

Bence bu soru Avrupa Birligi Turkiyeyi alacak mi seklinde degil de Turkiye Avrupa Birligine girmek zorunda mi? seklinde sorulmali.

Gercekten Avrupa Birligine girmek zorunda miyiz? Bence hayir!

Aslina bakarsaniz Baticilik, Osmanlidan beri devletin resmi gorusu olagelmistir. Ataturkun cumhuriyeti kurdugu yillarda gosterdigi Muasir (cagdas) medeniyetlerin seviyesi, onun olumunden sonra Batililasmak olarak anlasilmistir. Halbuki Ataturkun bu ifadesi Batililasmak anlaminda degildir, cagdas medeniyetleri yakalamak ve hatta gecmek anlamindadir. Yani kendi kulturumuzu, kendi ic dinamiklerimizi kullanarak cagdas medeniyetleri yakalayabilecegimiz fikrindedir Ataturk. O yuzden onuncu yil nutkunda Turk Milleti caliskandir. Turk Milleti zekidir diye basladigi konusmasinda Turk Milletine bir mesaj vermek istiyordu, calisin, aklinizi kullanin, kimsenin gudumunde olmayin, kimsenin uydusu olmayin, basaracaksiniz demek istiyordu. Turk, ogun, calis, guven bunun en veciz ifadesidir.

Sonuc olarak bizim takip etmemiz gereken yol ne Avrupanin ne de bizi kendi hegemonyasina almak isteyen digerlerinin yoludur. Biz, yani Turk Milleti, tarihinin hicbir doneminde baskalarinin esiri olmamistir. Su anda ise kanunlarimiz ve hatta memleketimizin bir kismi Avrupa Birliginin denetimi altindadir. Bu tahammul edilebilir bir sey degildir. Ataturkun dedigi gibi, memleketin butun kaleleri fethedilmis, butun tersanelerine girilmis olsa bile bu memleketi yeniden diriltecek kudret damarlarimizdadir. Saygilarimla.

Kastamonu Postasi Yazilari

ILETISIM