|
Degerli Kasramonu Postasi okurlari, bugune kadar ki yazilarimda genel olarak Fikhî problemleri konu almaya gayret etmistim,
bu haftaki yazimda ise ahlakî bir problemi Durustluku konu olarak sectim. Neden mi? Cunku bir toplumun en onemli kulturel
harclarindan biri ve belki de en onde geleni ahlaktir. Durustluk ise ahlakî degerlerin basinda gelen bir davranis bicimidir.
Once kavrami tanimlayalim. Nedir durustluk?
Verilebilecek bir cok tanim icinde en uygun olani sanirim Kendine yapilmasini istemedigin seyi baskasina yapma vecizesinde
ozetlenebilecek olan, kisinin kendisine ve toplumun diger uyelerine karsi acik olmasi, yalan, riya, dolandiricilik, aldatmaca
ve kandirma gibi bir takim gayri ahlaki tutumlardan uzak olmasidir. Kisaca durustluk yalandan ve aldatmacadan uzak olmaktir.
Ancak ne yazik ki bugun toplumumuzda bu cesit bir durustluk goremiyoruz, ya da genelleme yapmadan soyleyeek olursak, maalesef
toplumumuzda kimi zaman insanlari kandiran, onlara yalan soyleyen ve durust olmayan kimselere de rastlamaktayiz. Elbette bir
toplumda bu tur kisilerin bulunmasi dogaldir, dogal olmayan durustlugu kendisine siar edinmis kimselerin suistimal edilmesidir,
dogal olmayan durustlukten zarar goren kimselerin bulunmasidir, dogal olmayan durustlukten zarar goren kimselerin durustlukten
uzaklasmalaridir.
Maalesef toplumumuzda durustlugu suistimal edenler cogalmistir. Ornek vermek gerekirse, esnaflarimizin durumunu gosterebiliriz.
Esnaflarin bazilari ellerindeki mallari satabilmek icin dogru soylememekte ve insanlari kandirmaktadir, ayni sekilde vadeli
alis-veris yapan bazi insanlarin da mali alana kadar durust, aldiktan sonra ise borcunu odemeyen kimseler cikmasi da bir baska
ornektir. Durustlugun ihlal eidldigi ornekleri cogaltmak mumkundur. Fakat bu kadari da konunun anlasilmasi bakimindan yeterlidir.
Care nedir? Durust, birbirine guvenen, adil bir toplumu olusturmanin caresi nedir?
En onemli care toplumsal suurun bilinclendirilmesi ve dinî, ahlâkî degerlerin guclendirilmesi, insanlarimiza Allah korkusunun
ogretilmesidir. Zira atalarimizin da dedigi gibi Kork Allahtan korkmayandan, icerisinde Allah korkusu olan insanlar digerlerine
zarar veremezler.
Ancak burada Allah korkusunu cehennem azabiyla korkutmak biciminde anlamamak lazimdir. Peygamber Efendimizin lisaniyla
ifade edecek olursak, insanlarin gonlune Allahin daima bizi gordugu bilincini yerlestirmek biciminde anlamaliyiz.
Peygamber Efendimiz bir gun ashabina sorar: Ihsan nedir biliyor musunuz?. Sahabiler: Allah ve Resulu bilir cevabini verirler.
Peygamber Efendimiz de Ihsan: Allahi gorur gibi hareket etmektir der. Iyi ama biz Allahi gormuyoruz ki ya Resulallah dedikleri
zaman. Siz Allahi gormuyorsunuz ama o sizi goruyor, Ihsan, Allahin bizi daima gozetledigini unutmamaktir der.
Iste asil mesele budur. Insanlara Allahi gormesek bile onun daima bizi gordugu bilincini verirseniz, kimse kimseyi aldatamaz.
Bir kimse surekli olarak Allahin kendisini gozetledigi suurunda olursa gunah isleyip, hata yapabilir mi? Ne dersiniz?
Kastamonu Postasi Yazilari
|
